Seçimlerin anahtarı Kürtler'de

  • Lesedauer: 4 Min.

24 Haziran’da yapılacak erken genel seçimlere bir hafta kaldı. »Kader günü« yaklaştıkça tansiyon yükseliyor, heyecan artıyor. 16 yıldır aralıksız iktidarda olan, tek adım rejimi kurmak için mesafe kaydeden Erdoğan ve partisi AKP, bir kez daha seçimleri kazanacak mı yoksa kaybedecek mi?

Pek çok kamuoyu araştırmasında Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığını birinci turda, partisinin de faşist MHP’yle kurduğu ittifakla mecliste salt çoğunluğu kazanması mümkün görünmüyor. AKP’nin oy kaybedeceği ortak görüş.

Yücel Özdemir

Yücel Özdemir 1968‘de Varto’da doğdu, Köln‘de yaşıyor. İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Matematik Bölümü’nde okuduğu sırada Evrensel Gazetesi‘nin önceli olan haftalık haber-yorum dergisi “Gerçek”te sorumlu yazıişleri müdürü olarak gazeteciliği başladı.

Ordu içerisinde Kürtlerin, Alevilerin ve solcuların takip edildiğine dair gizli belgeler dergide yayınlandıktan sonra hakkında “vatana ihanet” suçlamasıyla dava açıldı. Ağustos 1993‘te Almanya‘ya sığınma başvurusu yapmak zorunda kaldı. Özdemir, yayınlandığı gündem bu yana Evrensel gazetesine Almanya‘dan haberler ve köşe yazıları yazıyor. Münih Eyalet Mahkemesi‘nde devam eden NSU Davası‘nda kura çekimiyle akreditasyonu kabul edilen 50 gazeteci arasında yer alıyor ve buradaki yerini Neues Deutschland gazetesiyle paylaşıyor.

Bunun başlıca nedenleri: artan işsizlik, yoksulluk, Türk lirasının hızla değer kaybetmesi, otoriter rejimin inşa edilmesi ve Erdoğan’ın halkı heyecanlandıracak yeni bir vaat vermemesi.

Bunlara Erdoğan’a karşı yarışan adayların güçlü olmasını da eklememiz gerekiyor. Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) kendi içinden çıkardığı sol-ulusalcı çizgideki Muharrem İnce’nin performansı pek çok kesimin takdirini topladı. Bölen değil birleştiren, çatıştıran değil barıştıran bir üsluba mizahı ustaca kullanma da eklenince İnce, adeta Erdoğan’ın kimyasını bozmuş görünüyor. Erdoğan’ın elinde İnce’yi eleştirecek malzeme olmaması ise onu adeta çıldırtıyor.

İnce’nin başarılı performansı nedeniyle cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci tura kalacağı güçlü olasılık. Erdoğan ile İnce arasında 8 Temmuz’da ikinci turun yapılması durumunda ise sonucu Kürtlerin ve ilerici sol güçlerin oyu belirleyecek.

İnce’nin Kürt milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması sırasında partisi CHP’nin AKP ile birlikte hareket etmesine karşı çıkarak »Hayır« oyu vermesi, aday olduktan sonra cezaevinde Halkların Demokratik Partisi (HDP) cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş’ı ziyaret etmesi, sürekli barıştan söz etmesi Kürtler arasında sempatiyle karşılandı. Bu nedenledir ki CHP’nin yıllardır miting yapamadığı Diyarbakır’da binlerce kişiyi toplamayı başardı. Kürtlerin başkenti Diyarbakır’da Erdoğan’dan daha fazla kalabalık toplaması da Erdoğan’ı rahatsız etti.

Erdoğan da İnce de cumhurbaşkanlığına giden yolun anahtarının, cezaevindeki Demirtaş ve Kürtler’in elinde olduğunu biliyor.

Ve Kürtler, ikinci turda Erdoğan rejiminin sonunu getirmek için kararını vermiş görünüyor.

Erdoğan artık Kürtlerden kolay oy alamaz.

Bu nedenle savaştan, çatışmadan, idamdan söz ederek, Kürtler’i korkutarak oylarını alabileceğini sanıyor. Seçime az bir süre kala PKK’nin üstlendiği Kandil dağına askeri operasyon başlattı. Sürekli »terörün kökünün kazınacağı«ndan söz edip, 16 yıldır yapamadığını bir haftada yapacağını iddia ediyor.

Cezaevinde olduğu halde başarılı bir seçim kampanyası sürdüren Demirtaş’ı, seçimleri kazanması durumunda idam edeceğini söyleyerek, milliyetçi kesimlerden oy toplamaya çalışıyor.

HDP’yi yüzde 10 barajını altında bırakmak için bütün gücüyle çalışıyor. Çünkü, HDP’nin barajı geçmemesi durumunda, AKP kesinlikle kaybedecek. Ama barajı geçemezse AKP yaklaşık 70 milletvekili daha kazanıyor ve az oy alsa da mecliste salt çoğunluğu elde edebiliyor.

Bu hesapla, Kürtlerin yaşadığı köylerde olağanüstü hal öne sürülerek oy kullanma neredeyse imkansız hale getirildi. »Güvenlik« gerekçesiyle en az 250 bin seçmene valiliklerde, korucu köylerinde, ilçe merkezlerinde oy kullanma dayatıldı.

Ama Kürt halkı, Türkiye’nin ilericileri, demokratları, hatta tek adam rejimine karşı çıkan ulusalcıları Erdoğan’ın kaybetmesinin tek yolunun HDP’nin mecliste olmasından geçtiğini biliyor. Çok sayıda kişi sırf bu yüzden HDP’ye oy verecek.

Seçimlere bir hafta kala Türkiye’de Erdoğan’ın bu sefer kaybedeceğine dair umut yeniden büyümüş durumda. Şimdiden kutlama hazırlığı yapanlar var. Seçim kampanyası Erdoğan’ın planladığı gibi kolay olmadı, sonucu da olmayacak gibi görünüyor. Erken baskın seçimle iktidarını pekiştirmeyi hedeflerken, şimdi kaybetmekle karşı karşıya.

Bakalım anketlere ve sokağa yansıyan hava seçim sandıklarını da yansıyacak mı?

Bekleyip göreceğiz.

Zur Kolumne von Yücel Özdemir in deutscher Fassung: Der Schlüssel zu den Wahlen sind die Kurden

Wir-schenken-uns-nichts
Unsere Weihnachtsaktion bringt nicht nur Lesefreude, sondern auch Wärme und Festlichkeit ins Haus. Zum dreimonatigen Probeabo gibt es ein Paar linke Socken und eine Flasche prickelnden Sekko Soziale – perfekt für eine entspannte Winterzeit. Ein Geschenk, das informiert, wärmt und das Aussteiger-Programm von EXIT-Deutschland unterstützt. Jetzt ein Wir-schenken-uns-nichts-Geschenk bestellen.

Das »nd« bleibt gefährdet

Mit deiner Hilfe hat sich das »nd« zukunftsfähig aufgestellt. Dafür sagen wir danke. Und trotzdem haben wir schlechte Nachrichten. In Zeiten wie diesen bleibt eine linke Zeitung wie unsere gefährdet. Auch wenn die wirtschaftliche Entwicklung nach oben zeigt, besteht eine niedrige, sechsstellige Lücke zum Jahresende. Dein Beitrag ermöglicht uns zu recherchieren, zu schreiben und zu publizieren. Zusammen können wir linke Standpunkte verteidigen!

Mit deiner Unterstützung können wir weiterhin:


→ Unabhängige und kritische Berichterstattung bieten.
→ Themen abdecken, die anderswo übersehen werden.
→ Eine Plattform für vielfältige und marginalisierte Stimmen schaffen.
→ Gegen Falschinformationen und Hassrede anschreiben.
→ Gesellschaftliche Debatten von links begleiten und vertiefen.

Sei Teil der solidarischen Finanzierung und unterstütze das »nd« mit einem Beitrag deiner Wahl. Gemeinsam können wir eine Medienlandschaft schaffen, die unabhängig, kritisch und zugänglich für alle ist.

Mehr aus: Die andere Türkei