Erdoğan savaş ve gerilimden besleniyor
Donald Trump, 19 Aralık’ta Suriye’nin kuzeyinden, Fırat’ın doğusundaki Kürt bölgesinden (Rojava) ABD askerlerini çekeceğini açıklamadan önce, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan bu bölgeye savaş tehdidinde bulunuyordu. Başta Kürtler olmak üzere bütün ilerici güçler ise 24 Haziran seçimleri öncesinde Afrin’e yapılan askeri operasyonun bir benzerinin Rojava’ya düzenlenebileceğini, dolayısıyla savaşa karşı nelerin yapılabileceğini tartışıyordu.
Kürtlere karşı savaşın milliyetçi AKP-MHP koalisyonunu bir arada tutan en önemli faktör olduğu, körüklenen şovenizmin en çok Erdoğan’ın işine yaradığı, oy getirdiği de biliniyor. 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimler öncesinde bütün muhalif kesimleri susturmak için yeni bir savaş Erdoğan’a bulunmaz fırsatlar sunuyor.
Afrin’e düzenlenen askeri operasyondan sonra muhalif basın ve aydınlara yönelik baskının dozajı artmış, sosyal medya üzerinden yapılan paylaşımlar suç sayılmış, tutuklama dalgası başlatılmıştı. Operasyonu eleştiren aydınlar, akademisyenler, Türk Tabipler Birliği (TTB) yönetim kurulu üyeleri hakkında davalar açılmıştı.
Bu yıl da benzer bir plan »Fırat’ın doğusu« kalan Rojava’da devreye konulabilir. Bu durumda muhalefeti susturma, zaten adil olmayan seçim kampanyalarını imkansız hale getirme kendiliğinden olağan bir hal alıyor.
Trump’ın geri çekilme kararını açıklamasından sonra Erdoğan, yüksek sesle savurduğu savaş tehdidini biraz düşürdü. Operasyonu bir süreliğine ertelediğini açıkladı. Buna rağmen tehlike geçmiş değil.
Erdoğan’a destek veren medya, Trump’ın çekilme kararının arkasında Erdoğan’ın başarılı diplomatik manevrası olduğunu manşetlere taşıdı. Daha bir ay öncesine kadar Rahip Brunson’un tutuklanması nedeniyle kopma noktasına gelen Türk-Amerikan ilişkilerinde bahar havası yaşanıyor. Almanya’dan sonra ABD ile de ilişkileri normalleştiren Erdoğan’ın yakında Rusya ile gerilim sürecine girmesi şaşırtıcı olmayacak. Çünkü Suriye’de çıkarlar giderek farklılaşıyor.
Türkiye ve Suriye’de bütün umutlarını ABD’ye bağlayan Kürtlerin bir kısmı bir haftadır geri çekilmenin Erdoğan’ın Kürtlere saldırmasının önünü açtığını ifade ediyorlar ve Trump’tan kararı geri alınmasını talep ediyorlar. Bel bağladıkları Trump’un bir anda sırt dönmesine anlam veremiyorlar.
Bir diğer ilginç tepki de yıllardır Kürtlere mesafeli yaklaşan, ulusalcı reflekslere sahip sol kesimlerden geldi. »Emperyalizmle işbirliği yaparsanız sonunuz böyle olur« diyorlar. Ulusalcı-sol çizgideki Cumhuriyet gazetesi »Emperyalizme ‘gitme’ çağrısı« manşeti attı.
Bu kesimler Rojava’da kontrolü elinde tutan Kürtlerin ABD ile gönüllü değil zorunlu işbirliği yaptığı gerçeğini görmezden geliyorlar. Demokratik Birlik Partisi (PYD) Diplomatik İlişkiler Eş Başkanı Salih Müslim‘in Fırat Haber Ajansı’nda yaptığı açılamadaki ifadesi belki de durumu en iyi ifade ediyor: »Gidip gitmeyecekleri onların işidir. Çıkarlarımız çakıştı, beraber hareket ettik ama hiçbir zaman onlara bel bağlamadık.«
ABD’nin Suriye’de Kürtlerle ilişki konusunda bir değişiklik yaptığı artık netleşmiş durumda. Trump Kürtleri değil, Erdoğan rejimini tercih etti. Ancak bu, Erdoğan’ın hemen Rojava’ya askeri operasyon düzenleyebileceği anlamına da gelmiyor. Rusya-İran-Suriye ittifakının bu kez daha güçlü karşı çıkacağı görülüyor.
Buna rağmen, Erdoğan yerel seçimlere kadar savaşı hep gündemde tutacak. İçerideki Kürtler üzerine daha fazla baskı kurmak için buna ihtiyacı var. Dışarıdaki Kürtlerin kazanımlarını yok edemediğini anladığında, hıncını içerideki Kürtlerden alacak.
Bu nedenle Rojava gibi küçük bir alanda bölgenin en ilerici yönetim biçimini kurmayı başaran, Türkiye’de her türlü baskıyla karşı karşıya olan Kürt halkıyla, demokrasi güçleriyle dayanışma bugün çok daha büyük bir önem taşıyor. Saldırıları püskürtmek için en küçük bir dayanışmanın anlamı tahmin edilmeyecek kadar büyük.
Das »nd« bleibt gefährdet
Mit deiner Hilfe hat sich das »nd« zukunftsfähig aufgestellt. Dafür sagen wir danke. Und trotzdem haben wir schlechte Nachrichten. In Zeiten wie diesen bleibt eine linke Zeitung wie unsere gefährdet. Auch wenn die wirtschaftliche Entwicklung nach oben zeigt, besteht eine niedrige, sechsstellige Lücke zum Jahresende. Dein Beitrag ermöglicht uns zu recherchieren, zu schreiben und zu publizieren. Zusammen können wir linke Standpunkte verteidigen!
Mit deiner Unterstützung können wir weiterhin:
→ Unabhängige und kritische Berichterstattung bieten.
→ Themen abdecken, die anderswo übersehen werden.
→ Eine Plattform für vielfältige und marginalisierte Stimmen schaffen.
→ Gegen Falschinformationen und Hassrede anschreiben.
→ Gesellschaftliche Debatten von links begleiten und vertiefen.
Sei Teil der solidarischen Finanzierung und unterstütze das »nd« mit einem Beitrag deiner Wahl. Gemeinsam können wir eine Medienlandschaft schaffen, die unabhängig, kritisch und zugänglich für alle ist.