Werbung

Peki ya diğer Deniz Yücel’ler ne yapacak?

  • Yücel Özdemir
  • Lesedauer: 4 Min.

Deniz Yücel’in kendisinden habersiz hükümetlerarası gizli pazarlıklar sonucu da olsa serbest bırakılması demokrasi, insan hakları ve basın özgürlüğünden yana olan herkesi sevindirdi. Bir kaç ay önce »Ben bu makamda kaldıkça o zat serbest bırakılmayacak, iade edilmeyecek« diyen Erdoğan, geri adım atmak zorunda kaldı. Bu nedenle Deniz Yücel’in serbest bırakılması Erdoğan’ın yenilgisi, gazeteciliğin suç olmadığını savunanların ortak başarısıdır. Demek ki, çok güçlü görünen, her söylediği neredeyse yasa haline gelen Erdoğan artık eskisi gibi güçlü değil. En azından Almanya’nın belirlediği kriterler karşısında.

Hal böyle olduğu için Deniz Yücel serbest bırakıldıktan sonraki gün Almanya’da yayınlanan günlük gazetelerin neredeyse tümünün manşetinde bu konu vardı. Peki ya Türkiye’de?
Erdoğan yanlısı gazetelerin tümünün manşetinde, sanki hepsi aynı haber merkezimde hazırlanmış gibi, Dışişileri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson ile yaptığı görüşme vardı. Deniz Yücel’in serbest bırakılması bu gazetelerin bazılarının birinci sayfasında küçük bir spot olarak yer alırken, bazılarında haber bile olmadı.
Yandaş gazetelerde ilginç bir dil hakimdi. Star, Milliyet ve Yeni Şafak gazeteleri aynı başlığı kullanmışlardı: »Deniz Yücel tutuksuz yargılanacak«. Demek istedikleri, serbest bırakıldı ancak suçlu. Bu nedenle yargılanma sürecek. »Suçlu« birisine neden ve nasıl yurtdışına çıkma izni verildiği haberlerde yok. Ne de olsa bir yıl önce hep birlikte, »Alman ajanı« ve »terörist« diyerek tutuklanmasını alkış tutmuşlardı.

Bir diğer ilgin yaklaşım Erdoğan’ın danışmanı ve AKP milletvekili Burhan Kuzu’dan geldi. Sosyal medya üzerinden aynen şu mesajı paylaştı: »Deniz Yücel denen kışkırtıcı, davası devam etmekle beraber serbest bırakıldı. Almanya özel bir uçak tahsis etti ve döndü. Bazı Alman siyasetçiler isyan etti; bu adam ne gazeteci ne de Alman, bu itibar niye? Geriye bir tek ihtimal kalıyor ‘Alman ajanı’ olması.«

Kuzu’nun sözünü ettiği »bazı siyasetçilerin« aşırı sağcı AfD’liler olduğunu Almanya kamuoyu biliyor. Ancak Türkiye kamuoyu kimi referans gösterdiğini bilmediği için anlaşılmadı. Ancak Kuzu, Deniz Yücel’i karalamak için açıktan aşırı sağcı-milliyetçi partinin görüşlerini referans aldığını biliyor olması gerekir. Bu, aslında onun da AfD’li Alice Weidel gibi Deniz Yücel’in gazeteciliği ve Almanlığından şüphe ettiğini gösteriyor. Kuzu ve Weidel’in düşmanlık ve nefreti körüklemek aynı argümanları kullandığı, dolayısıyla aynı zihniyete sahip oldukları görülüyor.

O kadar gazete arasında bir tek Evrensel ve Cumhuriyet, Deniz Yücel’in serbest bırakılmasını, Altan kardeşlere ve Nazılı Ilıcak’a verilen ağırlaştırılmış müebbet hapisle birleştirerek manşete çıkardı. Evrensel »Ağır hukuksuzluk«, Cumhuriyet »Pazarlık hukuku« manşetini attı.

Deniz Yücel’in aynı zamanda Alman vatandaşı olması, Alman hükümetinin devreye girerek baskı yapması serbest bırakılmasında önemli bir rol oynadı. Peki ya Deniz Yücel gibi bugün Türkiye cezaevlerinde tamamen siyasi nedenlerle rehin tutulan, haklarında yazdıkları haberler, yaptıkları konuşmalardan başka bir delil bulunmayan diğer gazeteciler, yazarlar, siyasetçiler ne olacak? Erdoğan Türkiye’sinde siyasi çıkarlar gereğince yabancılara başka yerlilere başka bir hukukun işlediği anlaşılıyor.

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan gazeteciler, otoriter rejime karşı muhalefet hareketini bastırmak için rehin tutulmaya devam edilecek. Hatta, mücadele sertleştikçe ve Erdoğan’ın tek adam olma ihtimali azaldıkça daha fazlası da hapse atılabilir.

Bu durumu görenler, haklı olarak Deniz Yücel kadar şanslı olmadıklarının farkında. Ne de olsa onun yurttaşı olduğu, yaşayabildiği başka bir ülke var. Almanya ya da başka bir ülke çıkıp Türkiye cezaevlerindeki gazetecilere, yazarlara, siyasetçilere vatandaşlık verip içeriden çıkmalarını sağlamayacağına göre, geriye bir tek otoriter rejime karşı mücadele ve uluslararası dayanışmayı güçlendirmek kalıyor.

Almanya’da bu dayanışmanın, özellikle basın cephesinde çok güçlü olduğu Deniz Yücel’in serbest bırakılmasında görüldü. Şimdi bunu aksatmadan sürdürme gerekiyor.

Die deutsche Fassung können Sie hier lesen.

Wir-schenken-uns-nichts
Unsere Weihnachtsaktion bringt nicht nur Lesefreude, sondern auch Wärme und Festlichkeit ins Haus. Zum dreimonatigen Probeabo gibt es ein Paar linke Socken und eine Flasche prickelnden Sekko Soziale – perfekt für eine entspannte Winterzeit. Ein Geschenk, das informiert, wärmt und das Aussteiger-Programm von EXIT-Deutschland unterstützt. Jetzt ein Wir-schenken-uns-nichts-Geschenk bestellen.

Das »nd« bleibt gefährdet

Mit deiner Hilfe hat sich das »nd« zukunftsfähig aufgestellt. Dafür sagen wir danke. Und trotzdem haben wir schlechte Nachrichten. In Zeiten wie diesen bleibt eine linke Zeitung wie unsere gefährdet. Auch wenn die wirtschaftliche Entwicklung nach oben zeigt, besteht eine niedrige, sechsstellige Lücke zum Jahresende. Dein Beitrag ermöglicht uns zu recherchieren, zu schreiben und zu publizieren. Zusammen können wir linke Standpunkte verteidigen!

Mit deiner Unterstützung können wir weiterhin:


→ Unabhängige und kritische Berichterstattung bieten.
→ Themen abdecken, die anderswo übersehen werden.
→ Eine Plattform für vielfältige und marginalisierte Stimmen schaffen.
→ Gegen Falschinformationen und Hassrede anschreiben.
→ Gesellschaftliche Debatten von links begleiten und vertiefen.

Sei Teil der solidarischen Finanzierung und unterstütze das »nd« mit einem Beitrag deiner Wahl. Gemeinsam können wir eine Medienlandschaft schaffen, die unabhängig, kritisch und zugänglich für alle ist.

Mehr aus: Die andere Türkei